KAHVE ÇEKİRDEĞİ ÇİĞNEMEK
20-05-2024
17:10

Neden uzun yıllardır kahve fincanı ve kahve seramonisi üzerine tasarım yapıyorum ?
Taa çocukluk yıllarıma geri dönüyorum. Kahve evimizde kavrulmuş çekirdek olarak mutfaktaki bir kavanozda saklanırdı. Türk kahvesi pişirileceği zaman pirinç el değirmeninde gerekli kişi sayısı kadar çekilir ve sonra pişirilirdi. Kahve kokusunun hep bir çekiciliği olduğunu hatırlıyorum. Kokuyla birlikte tatma isteği büyürdü içimde. Tabii kiTürk Kahvesi çoçuklara içirilmezdi. Çaktırmadan kahve tabağındaki telveyi yalamaya bayılırdım.
Off! Çok güzel bir tat olduğu hep aklımda kaldı.
KAHVE FALI için fincanı ters çevirdiklerinde telvenin tabağa yayılışını ve çabuk soğuması için üzerine parmaktan çıkarılan kalın bir yüzüğün yerleştirilmesini hep ilgiyle izlerdim. Hemen hemen her kahve içildiğinde yapılan bu ritüeli izlemekten hiç sıkılmazdım. Aksine, büyülü bir oyun gibi fincan içinde beliren şekilleri izlemek ve yorumlarını dinleyerek büyüklerin hayatına dahil olmak heyecan vericiydi.
Daha da güzeli kavrulmuş kahve çekirdeklerini çiğnemekti. Bayılırdım o acımtırak, yanık lezzete!
Ah! Çocukluğumda mutfaktan aşırdığım kahve çekirdeklerinin tadı hala damağımdadır. Öyle tatlısını bir daha yedim mi acaba ? Gizli yapıldığı için mi yoksa gerçekten kahve bağımlısı olduğum için mi? Nedendir bilmem ama o yılları düşündüğümde hala ağzım kamaşır, yüzüme keyifli bir gülümseme yayılır.
Annemi görmüştüm bir seferinde, kahve pişirme yerine kavrulmuş kahve çekirdeklerini çiğniyordu.
İlk ve ortaokul yıllarımda kavanozdan kahve çekirdeği aşırmaya başlamıştım. Okulda dersler boyunca ağzımda uzun süre emerek tutar, sonra yavaş yavaş çiğnerdim.
Büyük olasılıkla gizli yaptığım bir şey olduğu için çok hoşuma giderdi; yoksa çocuklara izin verilmediği için mi çekici geliyordu, bilmiyorum.
Kahve çekirdeklerini gizli gizli çiğnemek fark etmeden ruhumu beslemeye ve hayallerime girmeye başlamış.
Aile büyüklerinin kahve rituellerinde biz çocuklar illa kahve diye tutturursak, ince belli çay bardağına, bol sütlü az Türk Kahvesi eklenerek pişirilirdi. Sütlü Türk Kahvesinin de ayrı bir keyfi vardı.
Taa çocukluk yıllarıma geri dönüyorum. Kahve evimizde kavrulmuş çekirdek olarak mutfaktaki bir kavanozda saklanırdı. Türk kahvesi pişirileceği zaman pirinç el değirmeninde gerekli kişi sayısı kadar çekilir ve sonra pişirilirdi. Kahve kokusunun hep bir çekiciliği olduğunu hatırlıyorum. Kokuyla birlikte tatma isteği büyürdü içimde. Tabii kiTürk Kahvesi çoçuklara içirilmezdi. Çaktırmadan kahve tabağındaki telveyi yalamaya bayılırdım.
Off! Çok güzel bir tat olduğu hep aklımda kaldı.
KAHVE FALI için fincanı ters çevirdiklerinde telvenin tabağa yayılışını ve çabuk soğuması için üzerine parmaktan çıkarılan kalın bir yüzüğün yerleştirilmesini hep ilgiyle izlerdim. Hemen hemen her kahve içildiğinde yapılan bu ritüeli izlemekten hiç sıkılmazdım. Aksine, büyülü bir oyun gibi fincan içinde beliren şekilleri izlemek ve yorumlarını dinleyerek büyüklerin hayatına dahil olmak heyecan vericiydi.
Daha da güzeli kavrulmuş kahve çekirdeklerini çiğnemekti. Bayılırdım o acımtırak, yanık lezzete!
Ah! Çocukluğumda mutfaktan aşırdığım kahve çekirdeklerinin tadı hala damağımdadır. Öyle tatlısını bir daha yedim mi acaba ? Gizli yapıldığı için mi yoksa gerçekten kahve bağımlısı olduğum için mi? Nedendir bilmem ama o yılları düşündüğümde hala ağzım kamaşır, yüzüme keyifli bir gülümseme yayılır.
Annemi görmüştüm bir seferinde, kahve pişirme yerine kavrulmuş kahve çekirdeklerini çiğniyordu.
İlk ve ortaokul yıllarımda kavanozdan kahve çekirdeği aşırmaya başlamıştım. Okulda dersler boyunca ağzımda uzun süre emerek tutar, sonra yavaş yavaş çiğnerdim.
Büyük olasılıkla gizli yaptığım bir şey olduğu için çok hoşuma giderdi; yoksa çocuklara izin verilmediği için mi çekici geliyordu, bilmiyorum.
Kahve çekirdeklerini gizli gizli çiğnemek fark etmeden ruhumu beslemeye ve hayallerime girmeye başlamış.
Aile büyüklerinin kahve rituellerinde biz çocuklar illa kahve diye tutturursak, ince belli çay bardağına, bol sütlü az Türk Kahvesi eklenerek pişirilirdi. Sütlü Türk Kahvesinin de ayrı bir keyfi vardı.