İKİ KITA ARASINDA: YARIMADA'da KAYBOLMA
08-09-2023
12:06
İstanbul. Avrupa ve Asya kıtalarının buluştuğu noktadaki şehir. Karadeniz ile Marmara denizi'ni bağlayan Boğaz'ın mavisiyle birleşir.
Tarihi Yarımada, İstanbul'un en eski yerleşim yeri olmanın yanısıra, içinde bulundurduğu sayısız tarihi eserle adının anlamını daha da kuvvetlendirir. Burada toprağın altı ve üstü zenginliklerle doludur.
Doğal bir açık hava müzesi içinde tasarladığımı ve ürettiğimi düşündüğüm çok zaman oldu.
1999'da bölgede çalışmaya başladığımda, konuşulan dili bilmediğim bir ülkede olduğumu düşündüğüm çok anım var.
Bölge yüzyıllardır erkek egemen ve usta çırak ilişkisi çercevesinde geleneksel üretimin olanaklarıyla iş yapılan kuyum ve metal ev aksesuarları mahallesini içinde büyütmüştür.
Sözlü güven ilişkisine dayalı geleneksel yöntemler kullanarak üretim yapan ustalar ve firma sahipleri kadınlarla çalışmaya 2000'li yıllarda yavaş yavaş başladılar.
Üniversite eğitimli bir kadın ve tasarımcı olarak bölgede çalışmaya başladığımda, sudan çıkmış balık misali nefes almakta zorlandığım ve nasıl davranacağımı bilemeyip bocaladığım uzun yıllar oldu.
Kapalıçarşı ve çevresindeki kuyumcular ve metal ustaları, '' Çarşı bir üniversitesidir'' derler. Benim tanımlamam: Açıkhava Müzesi- Deneyim Alanı.
1997-2017 arası tasarımlarımın büyük çoğunluğunu ürettiğim Tarihi Yarımada'da tarih, kültür ve keşfetmenin heyecanıyla tasarlama, üretme süreçlerinin tansiyonu hep yüksekti.
Tasarımlarımda bir dil oluşmasında bölgede çalışmamın çok büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
Yaşadığım şehrin ticaret ve kültür dinamiklerini öğrenmemde büyük rol oynamış olan Yarımda içindeki ustalarla işbirliği yaparak çalışmalarıma devam ediyorum.
Özlem Tuna
Tarihi Yarımada, İstanbul'un en eski yerleşim yeri olmanın yanısıra, içinde bulundurduğu sayısız tarihi eserle adının anlamını daha da kuvvetlendirir. Burada toprağın altı ve üstü zenginliklerle doludur.
Doğal bir açık hava müzesi içinde tasarladığımı ve ürettiğimi düşündüğüm çok zaman oldu.
1999'da bölgede çalışmaya başladığımda, konuşulan dili bilmediğim bir ülkede olduğumu düşündüğüm çok anım var.
Bölge yüzyıllardır erkek egemen ve usta çırak ilişkisi çercevesinde geleneksel üretimin olanaklarıyla iş yapılan kuyum ve metal ev aksesuarları mahallesini içinde büyütmüştür.
Sözlü güven ilişkisine dayalı geleneksel yöntemler kullanarak üretim yapan ustalar ve firma sahipleri kadınlarla çalışmaya 2000'li yıllarda yavaş yavaş başladılar.
Üniversite eğitimli bir kadın ve tasarımcı olarak bölgede çalışmaya başladığımda, sudan çıkmış balık misali nefes almakta zorlandığım ve nasıl davranacağımı bilemeyip bocaladığım uzun yıllar oldu.
Kapalıçarşı ve çevresindeki kuyumcular ve metal ustaları, '' Çarşı bir üniversitesidir'' derler. Benim tanımlamam: Açıkhava Müzesi- Deneyim Alanı.
1997-2017 arası tasarımlarımın büyük çoğunluğunu ürettiğim Tarihi Yarımada'da tarih, kültür ve keşfetmenin heyecanıyla tasarlama, üretme süreçlerinin tansiyonu hep yüksekti.
Tasarımlarımda bir dil oluşmasında bölgede çalışmamın çok büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
Yaşadığım şehrin ticaret ve kültür dinamiklerini öğrenmemde büyük rol oynamış olan Yarımda içindeki ustalarla işbirliği yaparak çalışmalarıma devam ediyorum.
Özlem Tuna